DİĞER
"Bıçakçı fotoğraf ve söyleşi vermeyi sevmese de 'flörtöz' bir yazardır: Gelen tepkileri (ve gelebileceğini tahmin ettiklerini) metnin içine sızdırır, hatta bu beklentileri yazara yöneltilmiş birer talep olarak 'konuya' dahil eder. Okurun sevdiği (kolay, külfetsizce zevk alabildiği) özellikleri öngörüp talebe uygun kitaplar üretmek değildir bu. Oyunlu, parodili, kendi üzerine dönen, tehlikeli de olabilecek bir ilişkidir."
“Dijital dünya öyle hassas dengeler üzerinde duruyor ki, onu yok etmek parmağımızın ucunda. Öte yandan sadece hafızamız, fotoğraflarımız değil, şu anda benliğimiz bile dijital dünyada kuruluyor.”
Fatma’nın yanından ayrıldıktan sonra odasında soyunurken babasının söyledikleri aklına gelir. Babasına göre “bazı mendebur istisnalarıyla her kadın mubahtır”
Bu yıl 30'uncusu düzenlenen Haldun Taner Öykü Ödülü, "dile hâkimiyeti, derin duyarlılığı nedeniyle" Kâmil Erdem'e verildi
En çok kazanan yazarlar listesine İskender Pala, Sinan Yağmur, Mustafa Armağan’ın girmiş olması, ünlülerin Saray’ın hiçbir yemeğini kaçırmaması bu mücadelenin “kazanım”larıdır. Ancak yine de bunlar kültürel iktidar olmaya yetmiyor...
Çevresine sirayet etmiş sahtelik karşısında kendini Turgut Uyar sanan, hayata Turgut Uyar dublörü olarak direnen bir karakterle karşılaşıyoruz bu kez
Bir zamanlar ‘Kürtçe’ sözcüğü bile sözlüklerden çıkarılmıştı, ‘toplumdilbilim’ sözcüğünü ise bugün hâlâ ne genel sözlüklerde bulabiliyoruz, ne de resmî kaynakçalarda. Oysa bu disiplin, bizim toplumumuzun en temel insani gerçeklikleriyle ilintilidir
Sol örgütlenmeler de dâhil her tür örgütsel yapının ve devlet kurumunun katılığından, “şaibeli iktidar”ından intikamını, zarif ve güçlü, derin ve ayrıntılı üslubuyla alır Kâmil Erdem...
Kâmil Erdem: Her iktidar yıkılmak üzre ve için iktidar olduğunu içgüdüsel olarak bilir. Yine de yıkılmamayı dener, daha zalim olmayı da göze alır
Barış Bıçakçı, kendi deneyselliğini oluşturma çabalarının “huzursuz bale adım”larını atmaya başlamıştır Seyrek Yağmur’la. Üst/alt kurmacadan sıyrılıp postmodernist metne –romantizmden uzaklaşarak- yaklaşmaya başlamıştır...
Seyrek Yağmur sanki bir Barış Bıçakçı metni değil de bu yazardan ziyadesiyle etkilenmiş daha aceleci ve daha acemi bir yazarın kitabı gibi duruyor...
Kültürün insan kişiliği tarafından özümsenmesi ve içselleştirilmesinin somut örneğidir Haldun Taner. Sanatı estetik bir bütünlük içinde değerlendirdiği gibi, aynı zamanda gelişmekte olan toplumumuz için bir kültür iletme ve eğitim aracı olarak görür
© Tüm hakları saklıdır.